geçmek

geçmek
обгоня́ть
* * *
-r
1) -den переходи́ть

köprüden geçmek — пройти́ / прое́хать по мо́сту

köyü geçmek — пройти́ [че́рез] дере́вню

park içinden geçerek caddeye çıktı — пройдя́ па́рком, он вы́шел на проспе́кт

2) -den, -e переходи́ть; переезжа́ть, перебира́ться

yeni eve geçmek — перее́хать в но́вый дом

koltuğa geçmek — пересе́сть в кре́сло

3) проходи́ть, происходи́ть

olay bundan beş yıl önce geçmişti — собы́тие произошло́ пять лет тому́ наза́д

4) проходи́ть, минова́ть

başının ağrısı geçti — у него́ прошла́ головна́я боль

geçtiğimiz cumartesi günü — в про́шлую суббо́ту

vakit çabuk geçer — вре́мя прохо́дит бы́стро

vakit geçiyor — вре́мя идёт

5) -i обгоня́ть, опережа́ть, перегоня́ть

gelir gideri geçti — дохо́ды превы́сили расхо́ды

öğrenci öğretmeni geçti — учени́к превзошёл учи́теля

6) -den подверга́ться чему

dayaktan geçmek — подве́ргнуться па́лочным уда́рам

zamanın imtihanından geçmek — вы́держать прове́рку вре́менем

7) -den отказа́ться от чего

hakkından geçmek — отказа́ться от свои́х прав

8) -i пропуска́ть, не каса́ться

bu meseleyi geçti — э́тот вопро́с он опусти́л

o bahsi geç — оста́вь э́тот разгово́р

9) име́ть сбыт / спрос (о товаре)
10) быть в обраще́нии, име́ть хожде́ние (о деньгах)

bu para artık geçmez — э́ти де́ньги уже́ не в ходу́

11) -e, -den передава́ться от кого кому (о болезни)

ondan ona hastalık geçer — боле́знь передаётся от одного́ к друго́му

12) -e проника́ть

soğuk çiğerime geçti — хо́лод пробра́л меня́ до косте́й

13) перезре́ть (о плодах)

bu karpuz geçmiş — э́тот арбу́з перезре́л

••

geçti Bor'un pazarı, sür eşeğini Niğde'ye — погов. уже́ по́здно что́-то предпринима́ть, ищи́ друго́й вы́ход

- geç efendim!

Türkçe-rusça sözlük. 2013.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Полезное


Смотреть что такое "geçmek" в других словарях:

  • geçmek — e, er 1) Bir yerden başka bir yere gitmek Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim. T. Buğra 2) den Bir yandan girip diğer yandan çıkmak İplik iğne deliğinden zor geçti. 3) den Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • transa geçmek (veya girmek) — kendinden geçmek, içinde bulunduğu ortamdan başka bir dünyaya veya havaya geçmek O garip bir transa girmişti; beni konuşturmak, nasıl aşağılık duygusu içinde kıvrandığımı işitmek istiyordu. A. Ümit …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • transit geçmek — 1) bir yerden, dinlenmeden, beklemeden, durmadan geçmek 2) mal gümrüksüz geçmek 3) argo sürücü, trafik kurallarına uymamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ileri geçmek — 1) öne geçmek 2) üstün bir makama geçmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aylığa geçmek — 1) çalışması karşılığı olarak her ay belirli bir para alınacak bir işe başlamak, maaşa geçmek 2) gündelikten veya ücretten kadroya geçmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • meskût geçmek — söylemeden geçmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • teğet geçmek — 1) yakınından geçmek 2) mec. bir konuya üstünkörü dokunmak Birbirine teğet geçmiş iki acılı yaşamın öyküsü radyofonik seslere dönüşür. S. İleri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yalayıp geçmek — rüzgâr, dalga vb. sıyırarak, dokunarak hızla geçmek Komşu köşklerden kopup gelen fasulye kokulu bir rüzgâr yüzümüzü yalayıp geçti. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zikri geçmek — anılmak, adı geçmek Dün sizin zikriniz geçti …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • basıp geçmek — 1) önde gideni geçmek Yastık koşusunu kazanan tayın, biraz idman edilirse çok atları basıp geçeceğini konuşuyorlardı. M. Ş. Esendal 2) önem vermeyerek uğramamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • faaliyete geçmek — 1) çalışmaya başlamak, çalışır duruma geçmek, işlemeye başlamak 2) işler duruma gelmek, etkin duruma gelmek Bir siyasi grup, başka cinsten bir faaliyete geçmiş görünüyordu. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»